Dinozorlar Hakkında Muhtemelen Doğru Olduğunu Sandığınız 5 Mit!
Bir dinozor deyince deyince aklınıza ne geliyor? Muhtemelen fotoğraftaki T. rex gibi bir canlı, öyle değil mi? Ya da Jurassic Park'ta gösterilen ve animasyonlarla süslenen birbirinden ilginç "canavar". Ancak o zamanlardan beri dinozorlara ait bilimsel bilgilerimiz oldukça gelişti ve birçok yanlış düşünce ortaya çıktı. Bilim bu düşünceleri aşmış olsa da, halk arasında bu mitlere halen inanılıyor ve dinozorlar hala eski bilgilerle anılıyorlar. Bu yazımızda bu mitlerden 5 tanesine değinerek bilgilerinizi biraz tazelemeye çalışacağız.
Önce birkaç temel bilgiyi verelim ve o konularda şüphe ve anlaşmazlık olmadığından emin olalım: herkesin yaygın olarak bildiği gibi, dinozorlar yaklaşık 65.5 milyon yıl önce, devasa bir göktaşının Dünya'ya çarpmasıyla başlayan bir dizi jeolojik olayın sonucunda, o zamanlarda yaşayan tüm türlerin yüzde 75'inden fazlasıyla birlikte haritadan silindi. Yani dinozorlar, o dönemde yok olan tek canlı grubu değildi; ancak en fazla dikkat çeken oldukları kesin. Dinozorlara ait sayısız bilgiyi, onlardan arta kalan fosillere bakarak ve evrimsel süreçte bugüne kadar gelmeyi başarmış torunları olan kuşları ve çok yakın akrabaları olan timsahları inceleyerek elde edebiliyoruz.
Dinozorlara ait ilk fosiller bulunduğunda, bunların devlere veya bilinmeyen yaratıklara ait olduğu düşünülmüştü. Hatta bazı insanlar tarafından mitolojik yaratıklar olan ejderhaların ispatı olduğu yönünde bile kullanıldı! 1800'lerde bilim insanları bu fosillerin, şu anda yaşayan hiçbir canlıya ait olmadığını fark etmeye başladı. Nihayetinde, bunların çok uzun zaman önce yok olmuş türlere ait kalıntılar olduğu anlaşıldı. Böylece, İngiliz paleontolog, Darwin'in çok yakın dostu ama aynı zamanda teorisinin çok sıkı bir düşmanı olan Sir Richard Owen, "dinozor" kelimesini ilk kullanan kişi oldu.
Her ne kadar bugün elimizde dinozorlara ait on binlerce kalıntı bulunuyor olsa da, bunları analiz etmesi ve yorumlaması zor olabiliyor. İşte bu bizi, sözünü ettiğimiz mitlere getiriyor:
Bir dinozor deyince deyince aklınıza ne geliyor? Muhtemelen fotoğraftaki T. rex gibi bir canlı, öyle değil mi? Ya da Jurassic Park'ta gösterilen ve animasyonlarla süslenen birbirinden ilginç "canavar". Ancak o zamanlardan beri dinozorlara ait bilimsel bilgilerimiz oldukça gelişti ve birçok yanlış düşünce ortaya çıktı. Bilim bu düşünceleri aşmış olsa da, halk arasında bu mitlere halen inanılıyor ve dinozorlar hala eski bilgilerle anılıyorlar. Bu yazımızda bu mitlerden 5 tanesine değinerek bilgilerinizi biraz tazelemeye çalışacağız.
Önce birkaç temel bilgiyi verelim ve o konularda şüphe ve anlaşmazlık olmadığından emin olalım: herkesin yaygın olarak bildiği gibi, dinozorlar yaklaşık 65.5 milyon yıl önce, devasa bir göktaşının Dünya'ya çarpmasıyla başlayan bir dizi jeolojik olayın sonucunda, o zamanlarda yaşayan tüm türlerin yüzde 75'inden fazlasıyla birlikte haritadan silindi. Yani dinozorlar, o dönemde yok olan tek canlı grubu değildi; ancak en fazla dikkat çeken oldukları kesin. Dinozorlara ait sayısız bilgiyi, onlardan arta kalan fosillere bakarak ve evrimsel süreçte bugüne kadar gelmeyi başarmış torunları olan kuşları ve çok yakın akrabaları olan timsahları inceleyerek elde edebiliyoruz.
Dinozorlara ait ilk fosiller bulunduğunda, bunların devlere veya bilinmeyen yaratıklara ait olduğu düşünülmüştü. Hatta bazı insanlar tarafından mitolojik yaratıklar olan ejderhaların ispatı olduğu yönünde bile kullanıldı! 1800'lerde bilim insanları bu fosillerin, şu anda yaşayan hiçbir canlıya ait olmadığını fark etmeye başladı. Nihayetinde, bunların çok uzun zaman önce yok olmuş türlere ait kalıntılar olduğu anlaşıldı. Böylece, İngiliz paleontolog, Darwin'in çok yakın dostu ama aynı zamanda teorisinin çok sıkı bir düşmanı olan Sir Richard Owen, "dinozor" kelimesini ilk kullanan kişi oldu.
Her ne kadar bugün elimizde dinozorlara ait on binlerce kalıntı bulunuyor olsa da, bunları analiz etmesi ve yorumlaması zor olabiliyor. İşte bu bizi, sözünü ettiğimiz mitlere getiriyor:
1) Dinozorlar aptal hayvanlar mıydı?
Hayır! 1970'li yıllarda dinozorların zekasını hesaplamak için, beyinlerinin ağırlığını diğer hayvanların beyinlerinin ağırlığına kıyaslayarak yapılan bir analiz yöntemi geliştirildi. Bu analizin sonuçlarına göre Velociraptor gibi bazı dinozorların, bildiğimiz birçok hayvan türüne göre fazlasıyla zeki olduğu anlaşıldı. Dolayısıyla dinozorların aptal hayvanlar olduğu düşüncesi ciddi anlamda zayıflamış oldu. Tabii bu hayvanların zekasına yönelik güvenilir bilgiler elde etmek çok zor. Ancak torunları arasındaki kargalar ve papağanların müthiş zekası düşünülecek olursa, dinozorların da bir kısmının ortalamanın üzerinde zekaya sahip olmasını beklemek hata olmazdı.
Velociraptor
Hayır! 1970'li yıllarda dinozorların zekasını hesaplamak için, beyinlerinin ağırlığını diğer hayvanların beyinlerinin ağırlığına kıyaslayarak yapılan bir analiz yöntemi geliştirildi. Bu analizin sonuçlarına göre Velociraptor gibi bazı dinozorların, bildiğimiz birçok hayvan türüne göre fazlasıyla zeki olduğu anlaşıldı. Dolayısıyla dinozorların aptal hayvanlar olduğu düşüncesi ciddi anlamda zayıflamış oldu. Tabii bu hayvanların zekasına yönelik güvenilir bilgiler elde etmek çok zor. Ancak torunları arasındaki kargalar ve papağanların müthiş zekası düşünülecek olursa, dinozorların da bir kısmının ortalamanın üzerinde zekaya sahip olmasını beklemek hata olmazdı.
Velociraptor
2) Brontosaurus var olan en büyük dinozor mudur?
Hayır! Gelmiş geçmiş en başarılı bilim-kurgu yapıtlarından biri olan Jurassic Park, birçok miti de halka taşıdı. Bunlardan birisi de, sürekli olarak yapılan Brontosaurus vurgusuydu. Bugün, bu filmleri izlemiş sayısız kişi, Brontosaurus isimli otoburların bilinen en büyük dinozor olduğunu sanmaktadır. Ancak bu devasa hayvanla ilgili "ufak" bir sıkıntı var: Brontosaurus diye bir cins asla var olmadı. Bu cins, 19. yüzyıl paleontologlarından O.C. Marsh tarafından isimlendirilmiştir. Ne yazık ki paleontolojide sıklıkla yapılan hatalardan biri yapılmış ve aslında Apatosaurus cinsine ait bir fosil yeni bir tür olarak tanımlanmıştır. Yine, bilimde sıklıkla yapılan bir şey olarak, çok çok kısa bir süre sonra, 1903 yılında, bilim insanları daha detaylı analizlerle bu hatayı tespit edip düzeltmişlerdir. Ne yazık ki Dünya'nın etrafındaki müzelerin fosil isimledirmelerini düzeltmesi 1970'lere kadar sürdü! Bu da, Brontosaurus efsanesinin popülerliğini açıklıyor. Daha fazlasını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. [Bu yazının yazılmasından sonra, paleontoloji dünyasında beklenmedik gelişmeler yaşandı ve Brontosaurus geri döndü! Buradan bilgi alabilirsiniz.]
Hayır! Gelmiş geçmiş en başarılı bilim-kurgu yapıtlarından biri olan Jurassic Park, birçok miti de halka taşıdı. Bunlardan birisi de, sürekli olarak yapılan Brontosaurus vurgusuydu. Bugün, bu filmleri izlemiş sayısız kişi, Brontosaurus isimli otoburların bilinen en büyük dinozor olduğunu sanmaktadır. Ancak bu devasa hayvanla ilgili "ufak" bir sıkıntı var: Brontosaurus diye bir cins asla var olmadı. Bu cins, 19. yüzyıl paleontologlarından O.C. Marsh tarafından isimlendirilmiştir. Ne yazık ki paleontolojide sıklıkla yapılan hatalardan biri yapılmış ve aslında Apatosaurus cinsine ait bir fosil yeni bir tür olarak tanımlanmıştır. Yine, bilimde sıklıkla yapılan bir şey olarak, çok çok kısa bir süre sonra, 1903 yılında, bilim insanları daha detaylı analizlerle bu hatayı tespit edip düzeltmişlerdir. Ne yazık ki Dünya'nın etrafındaki müzelerin fosil isimledirmelerini düzeltmesi 1970'lere kadar sürdü! Bu da, Brontosaurus efsanesinin popülerliğini açıklıyor. Daha fazlasını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. [Bu yazının yazılmasından sonra, paleontoloji dünyasında beklenmedik gelişmeler yaşandı ve Brontosaurus geri döndü! Buradan bilgi alabilirsiniz.]
3) Dinozorlar pullarla mı kaplıydı?
Hayır, hepsi değil! Dinozorlar sürüngenlerden evrimleşmiştir; tıpkı memeliler gibi. Ve tıpkı memeliler gibi, dinozorların da pullarla kaplı olmadığını bugün biliyoruz. Belki evrimsel süreç içerisinde dinozorların bazılarında tüylerin evrimleştiğini ve bu soy hatlarından ayrılan grupların bugünkü kuşlara evrimleştiğini duymuşsunuzdur. Günümüzde yapılan bazı keşifler, dinozorların bir kısmının "kısmen" değil, "tamamen" tüylerle kaplı olduğunu göstermektedir. Üstelik evrimsel süreçte görmemiz gereken geçişi de harika bir şekilde görebiliriz: geçtiğimiz dönemlerde keşfedilen iki ayak üzerinde yürüyen, 160 milyon yıl önce yaşamış bir dinozorun fosillerinde net bir şekilde hem tüy, hem de pul kalıntıları keşfedildi! Yani evrimsel süreçteki bir diğer ara basamak, net bir şekilde fosillerde kendini gösterdi. Bu durumda bilim insanları, tüylerin dinozorlarda sanılandan çok daha erken evrimleştiği ve önemli bir parçaları olabileceği fikri üzerinde durmaya başladılar. Sürüngenlerden ayrıldıktan sonra memelilerde süt bezleri ve kılların evrimleşmiş olması gibi, dinozorlarda da sürüngenlerden ayrılmaları sonrasında tüyler evrimleşmiş olabilir!
Hayır, hepsi değil! Dinozorlar sürüngenlerden evrimleşmiştir; tıpkı memeliler gibi. Ve tıpkı memeliler gibi, dinozorların da pullarla kaplı olmadığını bugün biliyoruz. Belki evrimsel süreç içerisinde dinozorların bazılarında tüylerin evrimleştiğini ve bu soy hatlarından ayrılan grupların bugünkü kuşlara evrimleştiğini duymuşsunuzdur. Günümüzde yapılan bazı keşifler, dinozorların bir kısmının "kısmen" değil, "tamamen" tüylerle kaplı olduğunu göstermektedir. Üstelik evrimsel süreçte görmemiz gereken geçişi de harika bir şekilde görebiliriz: geçtiğimiz dönemlerde keşfedilen iki ayak üzerinde yürüyen, 160 milyon yıl önce yaşamış bir dinozorun fosillerinde net bir şekilde hem tüy, hem de pul kalıntıları keşfedildi! Yani evrimsel süreçteki bir diğer ara basamak, net bir şekilde fosillerde kendini gösterdi. Bu durumda bilim insanları, tüylerin dinozorlarda sanılandan çok daha erken evrimleştiği ve önemli bir parçaları olabileceği fikri üzerinde durmaya başladılar. Sürüngenlerden ayrıldıktan sonra memelilerde süt bezleri ve kılların evrimleşmiş olması gibi, dinozorlarda da sürüngenlerden ayrılmaları sonrasında tüyler evrimleşmiş olabilir!
4) Dinozorlar soğukkanlı hayvanlar mıydı?
Muhtemelen hayır! Yine, sürüngenlerin torunları olmaları bakımından dinozorların da soğukkanlı oldukları düşünülür hep. Ancak yine, memelilerin de sürüngenlerin torunu olmasına rağmen soğukkanlı değil, sıcakkanlı olmaları gibi, dinozorlar da soğukkanlı olmayabilir! Gerçekten de dinozorların büyüme hızı, yetişkinlikteki boyutları ve metabolizma hızları dayanarak yapılan filogenetik analizler, dinozorların ne soğukkanlı, ne de sıcakkanlı olduğu fikrini doğurdu: dinozorlar, "ılıkkanlı" olabilirler! Yine evrimsel sürecin harika örneklerinden birisi! Ilıkkanlı ne mi demek? Dinozorlar, ataları olan sürüngenler kadar çevre sıcaklığına bağımlı değillerdi; ancak kuzenleri olan memeliler kadar da başarıyla vücut sıcaklıklarını kontrol edemiyorlardı demek! Daha fazlasını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Muhtemelen hayır! Yine, sürüngenlerin torunları olmaları bakımından dinozorların da soğukkanlı oldukları düşünülür hep. Ancak yine, memelilerin de sürüngenlerin torunu olmasına rağmen soğukkanlı değil, sıcakkanlı olmaları gibi, dinozorlar da soğukkanlı olmayabilir! Gerçekten de dinozorların büyüme hızı, yetişkinlikteki boyutları ve metabolizma hızları dayanarak yapılan filogenetik analizler, dinozorların ne soğukkanlı, ne de sıcakkanlı olduğu fikrini doğurdu: dinozorlar, "ılıkkanlı" olabilirler! Yine evrimsel sürecin harika örneklerinden birisi! Ilıkkanlı ne mi demek? Dinozorlar, ataları olan sürüngenler kadar çevre sıcaklığına bağımlı değillerdi; ancak kuzenleri olan memeliler kadar da başarıyla vücut sıcaklıklarını kontrol edemiyorlardı demek! Daha fazlasını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
5) Dinozorlar hantal mıydı?
Hayır! Filmlere konu olan devasa dinozorlar bile, sanılandan çok daha hızlı hareket ediyor olabilir. Örneğin Compsognathus üzerinde yapılan bilgisayar analizleri, saatte 65 kilometre hıza ulaşabildiği ve bu sebeple, bilinen en hızlı dinozor olduğunu gösteriyor. Bu dinozordan 6 kat daha büyük olan Tyrannosaurus rex'in ise saatte 29 kilometre hızla koşabildiği düşünülüyor. Bilinen en hızlı insan koşu hızının saatte 44.72 kilometre olduğu düşünülürse, bir T-rex'ten kaçma ihtimaliniz yok denecek kadar azdır diyebiliriz.
Hayır! Filmlere konu olan devasa dinozorlar bile, sanılandan çok daha hızlı hareket ediyor olabilir. Örneğin Compsognathus üzerinde yapılan bilgisayar analizleri, saatte 65 kilometre hıza ulaşabildiği ve bu sebeple, bilinen en hızlı dinozor olduğunu gösteriyor. Bu dinozordan 6 kat daha büyük olan Tyrannosaurus rex'in ise saatte 29 kilometre hızla koşabildiği düşünülüyor. Bilinen en hızlı insan koşu hızının saatte 44.72 kilometre olduğu düşünülürse, bir T-rex'ten kaçma ihtimaliniz yok denecek kadar azdır diyebiliriz.
Yorumlar
Yorum Gönder